Haber

Hatay’ın depremde hasar gören tarihi yapılarını incelediler

Türkiye deprem felaketinin yaralarını sarıyor.

Öte yandan bölgedeki tarihi eserlerin restore edilip onarım çalışmalarına başlanmadan önce uzman ekiplerin çalışmalarına başlandı.

Bu kapsamda İstanbul Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kemal Kutgün Eyüpgiller, İstanbul Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Cemil Akçay, Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mete Başar Baypınar ve Öğretim Üyesi Dr. Selahattin Ersoy ile birlikte tarihi yapıları yerinde inceledi.

Ekip, inceledikleri bireysel yapıların sarsıntıdan nasıl etkilendiğini belirleyecek. Kemal Kutgün Eyüpgiller, “Yeni Antakya”nın nasıl oluşturulacağına yönelik çalışmaların belirlenmesi gerektiğini vurguladı.

“Akademik tespit yapacağız”

İstanbul Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kemal Kutgün Eyüpgiller, binaların depremden nasıl etkilendiğini belirlemek için geldiklerini belirtti. “Yeni geldik. İstanbul Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’ni temsilen buradayız. TÜBİTAK’tan aldığımız bir proje ile geldik. Ekip başkanıyım.

Ekip, İstanbul Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Cemil Akçay, Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mete Başar Baypınar ve Öğretim Üyesi Selahattin Ersoy katıldı.

Kültürel miras anıtlarının hasar tespitine katkıda bulunmak için buradayız. Aslında tüm yapıları inceleyip rapor hazırlamaktansa bu yapılar sarsıntıdan nasıl etkilendi? Kurulumları nasıl gelişti? Öncelikle bu konuda akademik bir tespit yapacağız.

O halde bunu devletimizin hizmetine sunmak için bir misyonumuz ve bir taslak projemiz var. Anıtsal yığma yapılarda daha çok atık görüyoruz. 2 saattir buradayız, sadece ana caddeleri dolaşabildik. Ulu Camii harabe halindedir. Muhtemelen o enkazın altından epey bir buluntu çıkacaktır.”söz konusu.

“Minarelerde ciddi hasar görüyoruz”

prof. Dr. Kemal Kutgun Eyüpgiller, “Arkamda görülen Sarımiye Camii’nin ana gövdesi ayakta, çatısı bile çökmedi, içini bilmiyorum ama sağlam görünüyor. Minare çökmüş, minarelerde ciddi hasar görüyoruz. Minarelerin hepsi sanırım hızla yere düştü bunun çeşitli sebepleri var buraya gelme amacımız bu minareler abidevi yapılar neden zarar gördü.

Devrilmelerinin veya kısmen çökmelerinin sebebi nedir? Bunları akademik olarak incelemek istiyoruz. Sivil mimari örnekleriyle de ilgileniyoruz. Kurtuluş Caddesi çok değerliydi ve çekim noktası oldu. Şu an önümüzde bulunduğumuz sokak. İyi çalışmalar da yapıldı. Bazılarını oldukça iyi durumda görüyorum. Bunlar 20. yüzyılın başında inşa edilmiş yapılardır.dedi.

“Kent bir bütün olarak değerlendirilmeli”

prof. Dr. Kemal Kutgun Eyüpgiller, “Bu büyük bir misyon, büyük bir operasyon olacak. Her şeyden önce şehrin planlaması gerekiyor. Bunun için planlamacı arkadaşlarımızla bir araya geldik. Belki de tamamının ortak olacağı projelerden sadece bir tanesi olacak.” Türkiye küçük bir grubun değil, şehrin bütünü olarak düşünülmeli, sadece kültürel varlıklardan bahsettim ama şehrin yeni yapı stoğu da çok etkilendi.

Onlarla Yeni Antakya nasıl oluşturulur ona bakmamız gerekiyor. Yeni Antakya dediğim Antakya’nın eski kültürünü yansıtan, korunan eski eserlerin kültürel miras yapılarını da içine alan ve olabildiğince özgün yapılarıyla geleceğe aktaran bir yaklaşım olmalıdır. Bu bağlamda, ekibimizi daha da geliştirerek en azından fikir bazında geliştirmek istediğimizi umuyoruz. Yeni Antakya’nın mühletiyle ilgili olumlu bir şey söyleyemem, uzun sürecek”dedi.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu